DİĞER
“Peki ya hatırlamak her zaman kurtarıcı meleğimiz miydi? Bazen de azabımızın yegâne sebebiydi. Tıpkı bunca çiçeğin içinde böğrümüze oturan, soluğumuzda düğümlenen hatıraların varlığı gibi…”
"Amerikan hikâyeciliğinin en önemli öncülerinden olan Washington Irving olağanüstü karakterleriyle bir kültür yaratmıştır. Efsaneleri kendi kültürünün hikâyeciliğinin kollarında büyüten Washington Irving, hikâyeyi üzerinde bulgularını resmedebileceği bir tual olarak görerek kelimelerle yarattığı tablolarının tarzını ortaya koyar."
“Neden Bach bu denli önemli? İskender Savaşır’ın ifadesiyle, ‘Çünkü Bach’ın neredeyse her eseri, tek ve kişisel bir üslubun tezahürü değil, belirli bir alanda, uzun bir gelenek boyunca denenmiş bütün üslupların, araştırmaların, teknik olanakların kendine özgü ve emsalsiz bir sentezi.’”
"Ne demişti Carver, Wolff ve Ford’la arkadaşlıkları hakkında? 'Eserleri ve kişilikleri meltem ile tuzlu su kadar farklı. Benzerliklerin yanı sıra bu farklılıklar ve tanımlanması zor başka bir şey onları dost kılıyor.' Buradaki 'tanımlanması zor başka bir şeyi' tanımlamaya çalışmayacağım, ama bu 'şey'in ne olabileceğine dair –adını koymadan, bir sınıfa, ekole sokmadan– bir şeyler sezmek sanki mümkünmüş gibi geliyor bana."
Haziran ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Sessizlik bir 'araştırma' kitabı olarak değil, yazarının zihnini kurcalayanları derli toplu bir şekilde aktardığı bir 'kılavuz çalışma' olarak okunmalı. Her şeyden bağımsız olarak, sadece sessizliğe çok yönlü yaklaştığı için bile değerli bir kitap bu."
"Yitirilen Cennet’te, işleyen düzenin “kölelik” olduğunu düşünüyor isyankâr melekler. Şeytan, ondaki büyüklük tutkusunun izleri ile Tanrı’nın adaleti ve tanıdığı seçim özgürlüğü bir yana; 'yeryüzünde' monarşiye dayalı yönetime başkaldırması gereken insanın başka bir âlemdeki modeli niteliğinde."
Bu yıl John Steinbeck’in başyapıtı Gazap Üzümleri’nin Türkçedeki 75. yaşı. ABD’de 1939’da yayımlanan kitap bir yıl sonra sinemaya aktarıldı. 1946’da Rasih Güran tarafından dilimize çevrildi. O günden bu yana birçok yeni çeviri ve basımla hemen her kuşağın en çok okuduğu ve etkilendiği romanlardan biri oldu. Adeta ezilenlerin, eşitlik, özgürlük ve adalet arayanların sözcülüğünü üstlendi...
"Ayrıksı tavırlarıyla toplumsal normların dışına çıkan ve yalnızlaşan Coetzee’nin başkarakterleri kendi doğrularının peşinden giderler. Zaman zaman çelişkiler içinde kaldıkları ve doğruyu bulmaya çalışırken bocaladıkları görülse de, hiçbir zaman çoğunluğun isteğine göre hareket etmezler. Bunun yanında kimi zaman okuru şaşırtan karanlık düşünceleri ve tuhaf fantezileri vardır."
"Stirner'in felsefe yapma biçimi ve Hegel eleştirisi daha sonraları bir başka tartışmalı isme, Friedrich Nietzsche’ye ve onun soykütük düşüncesine ilham olmuştur. Newman’a göre, Stirner’den Michel Foucault’ya varan yol da tam olarak bu kütüklerle birbirine bağlanmıştır."
"90 yıllık uzun ve üretken bir yaşam sürdü dört yıl önce yitirdiğimiz John Berger. Roman, şiir, deneme, sanat eleştirisi ve portreler yazdı. Her ne yazarsa yazsın, sanatı ve yazını insanı sağaltan, onun direncini artıran bir edim olarak gördü. Var olanı resmetmek/anlatmak, ona göre umudu teşvik etmekti. Sanat, her şeyden önce bir ‘direniş’ti."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık